Futbolun Dünü #1
Fenerbahçe yabancı hakem istedi, Osimhen için transfer gündemi ısındı, Arda Güler nihayet ilk 11'de yer aldı, Salah şovunu sürdürdü.
Merhabalar arkadaşım,
Şu anda bu satırları okuyorsan bültenimin ilk postası an itibarıyla eline ulaşmış olmalı. Burada sana her seferinde arkadaşım diyerek hitap edeceğim, lütfen sen de beni öyle gör olur mu? Çünkü bu bülten, arkadaşlar için hazırlanıyor.
Bu kadar Youtube kanalı, bu kadar sosyal medya hesabı varken bir bültenle futbol gündeminin nabzını tutmak da nereden çıktı dediğini duyar gibiyim. Demediysen bile insan sorularla birbirini tanır, o yüzden beni tanımak için bu soruyu soruyormuş gibi yapabilirsin arkadaşım. Çok naziksin, teşekkür ederim.
Açıkçası bu fikir, kendi ihtiyaçlarımdan yola çıkarak oluştu. Çünkü sevgili arkadaşım, ben bir yandan futbol gündemini takip etmek istiyorum ama bir yandan da sayısı artık yüzleri bulan sosyal medya hesaplarının içinde kaybolduğumu hissediyorum. Geçen gün odamda otururken “Şöyle sakin sakin biri yazsa da ben de her sabah ne olmuş ne bitmiş okuyup güne başlasam.” diye düşündüm. Sonra da iş başa düştü diyerek kolları sıvadım.
İşte az sonra okuyacağın bu bülten, eğer abone olur da benimle arkadaş olmayı kabul edersen her sabah mail kutuna düşecek. Umarım seversin arkadaşım.
Keyifli okumalar.
Bir Yabancı Hakem Meselesi
Evet sevgili arkadaşım, biliyorsun ki uzun yıllardır yolları gözlenen yabancı hakem hazretleri, geçen hafta oynanan NeŞişYansınNeKebap derbisiyle nihayet Süper Lig’e geldi. Godot’yu bekler gibi beklediğimiz Slavko Vincic, 0-0 biten derbide herhangi bir yöneticinin yumruklarına maruz kalmadan ve her iki taraf da sahadan çekilmeden maçı yönetti.
Son cümlemin ironi olduğunu düşünme arkadaşım, biliyorsun bizim memleketimizde bir maçın bu şekilde bitmesi artık büyük olay. Sırf bu yüzden bile “Helal olsun be Slovan!” diyesi geliyor insanın.
İşte Fenerbahçe de benimle aynı fikirde olacak ki onlar yabancı hakem sevdasını bir ileri aşamaya taşıdı. Sarı Lacivertliler, her maça bir yabancı diyerek TFF’ye başvuruda bile bulundu.
"Türkiye Futbol Federasyonu’na 25 Şubat 2025 tarihinde müracaat ederek 2024 - 2025 sezonunda kalan tüm müsabakaların yabancı hakemler tarafından yönetilmesi talebimiz resmi olarak iletilmiştir."
Fenerbahçe Spor Kulübü
Didier Drogba: “Babam Nasıl Irkçı Olabilir?”
Geçtiğimiz pazartesiden itibaren artık bazı şeyler için net görüşlerim var kıymetli arkadaşım. Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki maçların adının Kıtalararası Derbi değil, Kıtalararası Kaos olması gerekiyor. Çünkü bu etkinliğin futbolla çok bir alakası yok. Olsa olsa benziyor olabilir. O da kişiden kişiye değişir.
Bildiğin gibi Galatasaray - Fenerbahçe maçı sonrasında oturup seninle şöyle uzun uzun Lemina’nın ve Yusuf’un performanslarından, Fenerbahçe’nin takım savunmasını böyle başarılı bir şekilde uygulayabilmesinden veya Galatasaray’ın nihayet bir maçı gol yemeden bitirmesinden konuşamadık. Bizim daha önemli konularımız vardı. Yahu birilerine kızdığım için böyle söylemiyorum gerçekten. Bu konular daha önemli olmasa, koskoca Didier Drogba, Jose Mourinho’ya destek olma ihtiyacı hisseder miydi?
Kendisi, Galatasaray taraftarlarına yolladığı mesajda eski teknik direktörünü savunurken Jose Mourinho’nun ırkçı olamayacağını özellikle vurguladı:
"Sevgili Galatasaray... Sarı-kırmızılı formayı giymenin benim için ne kadar gurur verici olduğunu da Türkiye'nin en çok kupa kazanan kulübüne olan sevgimi de biliyorsunuz. Hepimiz rekabetlerin ne kadar tutkulu ve hararetli olabileceğini biliyoruz. Üstelik ben bunu deneyimleyecek kadar şanslıydım. Jose Mourinho hakkında son zamanlarda yapılan yorumları gördüm. Bana güvenin, Jose'yi 25 yıldır tanıyorum ve o ırkçı biri değil. Tarih bunu kanıtlıyor. Maçlarımıza odaklanalım, ışıltılı aslanlarımızı destekleyelim ve ligi kazanarak 5. yıldızımıza yaklaşalım. Babam nasıl ırkçı olabilir... Hadi ama çocuklar.”
Didier Drogba
Şenol Güneş: “Ben Federasyon Başkanı'nı Seviyorum.”
Hayat, insanın sevdiklerini üzmesi için çok kısa. Ancak hepimiz bir şekilde etrafımızdaki insanları zaman zaman kırabiliyoruz. Önemli olan kırdığımız insanların gönlünü alabilmek.
Öğretmen kimliğiyle de Türk futboluna damga vuran Şenol Güneş hocamız, gün geçmiyor ki bize yeni bir şey daha öğretmesin. Bak sevgili arkadaşım, kendisi geçtiğimiz hafta kalbini kırdığı TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun gönlünü ne de güzel aldı:
"İbrahim Hacıosmanoğlu seni kandırıyorlar, dikkat et, camialarda taraf olma. Sen tarafsızsın, TFF Başkanı'sın, hepsinin üstündesin. Sen düzgün bir adamsın. Sen delikanlı bir adamsın. Seni dolduruşa getirenler ilk düğmeyi sana yanlış bağlatıp alttaki düğmeyle seni dövüştürüyorlar. Ben Federasyon Başkanı'nı seviyorum. Delikanlılığını ve dürüstlüğünü biliyorum. Üzülüyorum da bu yüzden."
Şenol Güneş
Victor Osimhen Yolcu Gibi
Dünya futbolu santrfor kıtlığı çekerken 26 yaşında Türkiye’ye gelerek hepimizi şoke eden Osimhen, şu ana kadar Galatasaray’ı hücumda sırtlamayı başardı. Öyle ki bazı Galatasaray taraftarları, onun bonservisiyle transfer edilmesi için hayaller kurmaya bile başladılar.
Sevgili arkadaşım, bir gün anlayabilirsen bana da anlat lütfen. Memleketimizde hayal kurma konusundaki kısıtlı zihnimiz, konu futbol ve transfer olunca nasıl da böyle coşuyor anlayabilmiş değilim. Bu bir eleştiri değil, bilakis benim bile aklım hala Türkiye’ye bir türlü gelemeyen Robert Pires’te…
Dur, dur. Şimdi aklımı toparlayıp sana haber vermem gerekiyor. Osimhen konusunda işler Galatasaraylılar için pek de parlak değil sanki. Bunu nereden mi çıkardım? Bu bültende tüm iddialar bir habere dayanıyor arkadaşım, sen de alışacaksın buna okudukça eminim.
"Victor Osimhen'in sözleşmesinde serbest kalma maddesi olduğu doğru. Geçen yaz olduğu gibi geç bir transfer yaşanmaması için en kısa sürede çözüm bulmaya çalışıyoruz."
Napoli Sportif Direktörü Giovanni Manna
Arda Güler Nihayet İlk 11’deydi
Arkadaşım, bu bülteni takip edeceksen bilmen gereken bir şey var: Ben, çok sıkı bir Madridistayım.
Haliyle Arda Güler’in durumunu da çok yakından takip ediyorum ve birazcık tadım kaçıyor. Real Madrid Teknik Direktörü Carlo Ancelotti’nin geçtiğimiz günlerde Arda Güler hakkında söylediği sözler, dün İspanyol medyasının gündemindeydi. Gel önce ne demişti bir hatırlayalım:
"Oynamak isteyenler çalışmalı ve öğrenmeli. Ben Arda Güler ile kısıtlı zaman geçiriyorum. Arda, başkalarıyla daha uzun süre birlikte ve onların benimle aynı fikirde olup olmadıklarını bilmiyorum. Oynaması, hazır olması, çalışması için benimle aynı görüşteler mi bilmiyorum. Bu iletişim eksikliği."
Carlo Ancelotti
Bunca yıllık Real Madrid taraftarı olarak bildiğim bir şey var. Eğer bir Real Madrid Teknik Direktörü, sizi medya önünde eleştiriyorsa işiniz çok zordur. Üstüne üstlük o teknik direktörün adı Carlo Ancelotti’yse kendinize yeni bir gelecek tasarlamaya başlarsanız iyi olur.
“Abartma be arkadaşım!” dediğini duyar gibiyim. O yüzden gel, Cadena Ser Radio’dan Manuel Bartolome Carreno’ya kulak verelim:
"Ancelotti, Arda'nın kendisine yardım etmeyen bazı insanlarla çok fazla zaman geçirdiğini söylüyor. Bu Arda ve onun çevresine çok doğrudan bir mesaj. Ya anlarlar ya da anlamak zorunda kalırlar."
Manuel Bartolome Carreno
Tüm bu açıklamaları okuduktan sonra, çok sevdiğim Arda için enseyi birazcık karartmıştım sevgili arkadaşım. Ancak Don Carlo, Real Sociedad ile oynayacakları Kral Kupası maçının ilk 11’ini açıkladığında umutlandım. Arda, aylar sonra ilk defa bir maça ilk 11’de başlarken bunun milli yıldızımız için çok büyük bir şans olduğunu düşündüm.
Gel gör ki arkadaşım maç Arda adına pek de istediğimiz gibi gitmedi. 84 dakika sahada kalan elmasımız, karşılaşmayı 0.02 xG değeriyle bitirdi. Arda’nın asist beklentisi ise 0.14’te kaldı.
Elbette bu sayılar performansın tamamını göstermez ama Real Madrid’in hücum üçlüsünden biriyseniz açıkçası bunlar çok da kabul edilemez…
Bu arada maçın ilk 11’ine daha detaylı bakarsan ve Kylian Mbappe’yi kadroda göremezsen onun haberini de yine ben vereyim. Fransız yıldız, dişini çektirdiği için kendine gelememiş ve kadrodan çıkarılmış.
Her zaman derim, diş ağrısı hiçbir şeye benzemiyor.
Ronaldo Nazario: “Cristiano’yu İlk 10’a Yazarım.”
Fenomen Ronaldo’yu izleyebildin mi bilmiyorum ama o adam bir başkaydı arkadaşım. Bu yaşımda hala onun kadar tehditkar ve ne yapacağı kestirilemeyen bir oyuncu izledim mi emin değilim. İzlemişsem bu ya Messi ya da Cristiano Ronaldo olmuştur.
İşte Fenomen’i bültenimize konuk etmemizin sebebi, saydığım oyunculardan Portekizli olanı. Biraz Nasreddin Hoca fıkrası gibi bir giriş olacak ama haberi görünce bunun nedenini anlayacaksın diye düşünüyorum.
Bir gün hocaya, “Cristiano Ronaldo kendisine tarihin en iyisi diyor, ne dersiniz?” diye sormuşlar…
"En iyisi mi? Onu kolayca ilk 10'a yazarım ama en iyisi... Buna katılamam."
Ronaldo Nazario
Şeytan Kazanı: Manchester United
İnsanın geçmişe dair duyduğu özlem ve nostalji, ne olursa olsun bir yerlerde karşılaşacağından emin olduğun bir dost gibi sevgili arkadaşım.
İşte bu dostla yakın zamanda karşılaşan Erik ten Hag, aylarca önce büyük bir fikir birliğiyle gönderildiği Old Trafford’a karşı hislerinden bahsetti dün.
"Her maçtan önce Old Trafford'a tek başıma giderdim. Boş olduğu zamanlarda bile ikonik bir yerdi. Özlediğim bir şey varsa o da Old Trafford'dur."
Erik ten Hag
Hollandalı çalıştırıcı Old Trafford’un hasretini çekerken Manchester United, Premier League’de çok zorlandığı bir maçı bu sefer kazanmayı başardı. Ipswich Town karşısında ilk dakikalarda Andre Onana’nın büyük hatasıyla geri düşen Amorim’in ekibi, maçı 3-2 kazansa da oynanan futbol kimseyi tatmin etmedi.
Manchester United için işlerin yakın zamanda düzeleceğine inanan biri var mıdır acaba? Ne dersin arkadaşım?
Mohamed Salah: 39 Maç/52 Gol Katkısı
Premier League’de hafta içi mesaisinde kazanan yine Liverpool oldu. Kırmızılar, Newcastle United’ı 2-0’lık skorla geçerken Mohamed Salah yaptığı asistle aklımızla alay etmeyi sürdürdü ve 39. maçında 52. gol katkısını yaptı. Üstelik Liverpool, Arsenal’ın “yine” puan kaybetmesiyle şubat ayı bitmeden zirvedeki yalnızlığını pekiştirerek farkı 13’e çıkardı.
Salah’ın Liverpool ile olan sözleşmesinin sezon sonunda biteceği düşünüldüğünde bu ayrılık bana bile acı veriyor arkadaşım. Mısırlı yıldızı, bir başka forma altında izlediğimiz gün sanırım daha da yaşlanmış hissedeceğim. Liverpool taraftarlarının ne hissedeceklerini hayal bile edemiyorum.
Onlara buradan bir mesaj verebilsem, sanırım Salah’ın Newcastle United maçından önce yaptığı açıklamaları iyice anlamaları gerektiğini söylerdim:
"Liverpool taraftarlarının şunu hatırlamasını istiyorum: Ben 8 yıldır Liverpool'dayım ve bu kulüp için her şeyimi verdim."
Mohamed Salah
Evet sevgili arkadaşım, ilk bültenimizin sonuna geldik. Bu ilk bülten olduğu için onun heyecanıyla lafı birazcık uzatmış olabilirim ama arkadaşlar böyle durumlarda birbirlerini hoş görürler. O yüzden sana güveniyorum, sen de lütfen bana güven. Her zaman bu kadar uzun olmayacak :)
Çok güzel bir gün geçirmeni diliyorum arkadaşım. O yüzden sana enerjisi yüksek bir şarkı armağan edip seni günün yoğunluğuna emanet ediyorum.
Kendine çok iyi bak, yarın sabah görüşürüz.
Futbolun Dünü bültenine ÜCRETSİZ bir şekilde abone olmak için Subscribe Now tuşunu kullanabilir ve No Pledge seçeneğiyle ilerleyebilirsin. Aynı zamanda yorumlarınla arkadaşlığımızı ilerletebilir ve daha çok kişiye ulaşmamız için bülteni paylaşabilirsin. Arkadaşlık paylaştıkça çoğalır unutma!