Trabzonspor Kayıp, Beşiktaş 122 Yaşında, Okan Buruk İddialı, Mourinho'nun Liderliği, Ancelotti'nin Kıstasları #6
Trabzonspor'un kaybettiği kimliği | 122. yaşında Beşiktaş | Jose Mourinho'nun liderliği | Ancelotti mesaj veriyor | Rodri geri mi dönüyor?
Merhaba arkadaşım!
Futbolun Dünü bülteni bir sabaha daha posta kutuna düşerek başlıyor. Bültenin her bir sayısında bana ilettiğin mesajların için sana çok teşekkür etmek istiyorum sevgili arkadaşım. Bu geri dönüşler sayesinde bülteni daha da okunabilir hale getirmeyi hedefliyorum, inan bana her türlü eleştiri çok yardımcı oluyor.
Bu arada bana daha da fazla yardımcı olmak istersen TAMAMEN ÜCRETSİZ şekilde bültene abone olabileceğini de hatırlatmış olayım. Eğer abone olursan ve eşine dostuna bültenden bahsedersen arkadaş grubumuz daha da büyür ve çok daha zevkli işlere birlikte imza atabiliriz.
Reklamımızı da yaptığımıza göre hadi güne başlayalım!
Trabzonspor’a Deplasmanda Gülmek Yok
Süper Lig’de bu sezon deplasmanlarda büyük sıkıntı çeken Trabzonspor, dün Konyaspor karşısında 1-0 mağlup oldu. Bordo Mavililer, son 8 deplasmanda 7. kez sahadan eli boş ayrılırken bu sezon çıktıkları 12 deplasman maçında bir kez bile galip gelemedi.
"İlk yarı sanki sahaya hiç oynamamak için çıktık. Öyle bir görüntü vardı. Topa kimse dokunmasa oynamayayım hissi vardı. Vasat oyun. Durgun oyun. Kötü oyun. Kötü bir görüntü vardı. Hiçbir şey yapmadık. İkinci yarı en azından gol atma isteğimiz vardı ama oyun yeterli değil. Direnç ve arzu yeterli değil. Kalitemizi göstermedik. Oyun gücümüzü göstermedik. Tempo yapamadık. Maalesef kaybettik.”
Şenol Güneş
Bir gün Trabzonspor hakkında uzun uzun yazmak istiyorum arkadaşım. Bu kulübün futbolda Anadolu devrimini başlatan kulüp olmaktan bugün geldiği hale ilişkin sözler söylemek ve futbol - siyaset ilişkisinin ortasında kalan bu dev çınarın, Türk futbolundaki yerini hatırlamasını istiyorum.
Yani senin anlayacağın, yine çok şey istiyorum.
Beşiktaş 122 Yaşında
Beşiktaş’ın 122. kuruluş yıldönümü, dün itibarıyla resmen kutlandı. Türk sporunun ulu çınarı, 122 yılda sayısız başarının altına imza atarken taşıdığı kimlik, benim için her zaman başarılarının da ötesinde önemli oldu. Son yıllarda zayıfladığını üzülerek gördüğüm bu kimlik, umuyorum gelecek yıllarda eski gücüne kavuşur. Ümit ederim ki Beşiktaşlılık duruşunun haksızlığa, adaletsizliğe ve güçlünün güçsüze karşı zulmüne karşı olduğu daha sık hatırlanır.
"122 yıl boyunca Türk sporunda hep öncü olduk hep ilkleri başardık. Adaletin ve ahlakın timsali olduk, şerefimizle oynayıp hakkımızla kazandık. Bir semt takımı olarak doğmuş, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün annesini emanet ettiği kulüp olma onurunu yaşamış, Türk spor tarihinin tescil edilen ilk spor kulübü olma gururuyla bugünlere gelmiş Beşiktaş’ımızı, şanlı mazimizden aldığımız güç ve ilhamla daha güzel yarınlara taşımak için azimle kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz.”
Serdal Adalı
Okan Buruk: “Bu Saatten Sonra Galatasaray’ı Kimse Tutamaz”
Sosyal medya, dünden beri Okan Buruk aleyhine yapılan “yangınlarla” doldu taştı. Bu yangın yayıncılığını kim, nasıl keşfetti bilmiyorum ama gerçekten kelimenin tam anlamıyla bir bu eksikti.
Son 2 sezonda takımını şampiyon yapmış, geçen sezon rekor puanla ligi zirvede bitirmiş ve bu sezon ligde daha bir maç bile kaybetmemiş olan bir teknik direktör hakkında sen bile şimdiye kadar neler okumuşsundur kim bilir.
Galatasaray taraftarının Okan Buruk’a yönelik eleştirilerini, özellikle Avrupa performansından memnun olmayışını, son 2 haftadır yaşadığı hayal kırıklığını anlıyorum. Ancak sevgili arkadaşım, eleştirinin dozunu iyi ayarlamanın da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Biliyorsun zehir ile ilacı ayıran şey dozudur. Belki de bunu beceremediğimiz için futbol iklimimizden zehri bir türlü söküp atamıyoruzdur.
Tüm bunlardan çok rahatsız olmuş olacak ki Okan Buruk dün gece TV 100’e içini döktü. Bana kalırsa bir liderin yapması gereken açıklamaları, yapması gereken zamanda yaptı. Eğer Galatasaray sezonu şampiyon bitirirse bu açıklamalar çok yerde tekrar gündem olacaktır. Tabii aksi durumda nasıl konuşulacağını söylememe gerek bile yok sanırım...
“Sosyal medyada aleyhime açılan, ‘Okan Buruk istifa’ hashtaglerini önemsemiyorum. Zaten onları yazanların büyük çoğunluğu Fenerbahçe taraftarlarıdır. Galatasaray taraftarı beni bilir, beni sever. Ben o mecraları takip etmiyorum, isteyen istediğini yazsın Galatasaray şampiyon olduğunda bunları yazanları o zaman göreceğiz."
"Kimse bu takıma haksızlık etmesin. Dünyanın en iyi takımı Real Madrid bile bu sezon 10 maç kazanamamış. Biz ligde yenilgisiz giden tek takımız. Avrupa'daki başarısızlığı kabul ediyorum ama ligde durumumuz belli, başarısız değiliz. Rakipler ne yaparsa yapsın, biz şampiyon olacağız. Haftada tek maç oynayacak olmanın avantajı da bizim dinlenmemizi sağlayacak. Bu saatten sonra Galatasaray’ı kimse tutamaz.”
Okan Buruk (TV 100)
Fenerbahçe Şampiyonluk Modunda
Türkiye’de her şey çok çabuk değişiyor. Hele söz konusu futbolsa bugün ile yarın arasına sanki asırlar giriyor.
Geçen hafta salı gününü hatırlarsın. Sarı Lacivertliler, Galatasaray’ı derbide mağlup edemeyince Fenerbahçe kamuoyunda şampiyonluğun gittiği yorumları yapılmıştı. Daha bir hafta geçmişken rüzgar tamamen tersine döndü ve Fenerbahçeliler şampiyonluk şarkıları söylemeye başladılar.
Bakalım bu şarkının ömrü ne kadar olacak. Malum, Türk futbolunda herkesin elinde bir albüm var. Kimin ne zaman ne çalacağı pek belli olmuyor.
"Geliyoruz, şampiyon olacağız. Galatasaray takılacak. Daha çok takılacaklar, panik yapıyorlar. Biz iyi gidiyoruz. İnşallah şampiyonluk kutlaması yaparız."
Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Safi (Beyaz TV)
Patron Değil, Lider: Jose Mourinho
Dünün haberleri arasında, benim için en az Fenerbahçe'nin şampiyonluk motivasyonu kadar önemli bir haber vardı.
Fenerbahçe’nin devre arasında Maribor’a kiraladığı Bartuğ Elmaz, Jose Mourinho ile ilişkilerinin hala devam ettiğini anlattı:
"Mourinho, her maçtan sonra bana bir mesaj gönderiyor. Maribor formasıyla ilk golümü Celje'ye attığımda beni tebrik etti ve bu konuda biraz şakalaştık. O harika bir teknik direktör ve ondan çok şey öğrenmek istiyorum.”
Bartuğ Elmaz
Gündemin kaosu arasında kaynamış olsa da bence Bartuğ Elmaz bizlere liderlik hakkında harika bir örnek sundu. Sevgili arkadaşım, gel de şu konuyu biraz daha irdeleyelim.
Jose Mourinho’nun teknik direktörlüğü konusunda eleştiriler getirilebilir. Ben de zaman zaman kendisinin çağdaş antrenörlük metotları konusunda bir tık geride kaldığını düşünüyorum. Ancak Bartuğ Elmaz bize, onun liderlik becerilerinin hala yerinde olduğuna dair şahane bir kanıt verdi.
Sence Portekizli çalıştırıcı, daha birkaç ay önce vazgeçtiği ve başka bir takıma gönderdiği oyuncusunu her maçtan sonra aramak zorunda mı? Aramasa ne olur mesela? Ancak işte patronluk taslamakla liderlik yapmak arasındaki fark da tam olarak bu. Karşındaki elemanını değerli hissettirmek, hala düşünüldüğünü göstermek, hassasiyetlerinin farkında olmak…
Bartuğ Elmaz’ın bize verdiği bu harika detaydan sonra kendisinin Fenerbahçe’ye dönüşünü daha da yakından takip edeceğim, notumu aldım bile.
Sacha Boey Yazın Yıldızı Olacak
Sana gelecekten bir haber vermek istiyorum arkadaşım: Türkiye’de yaz transfer döneminin en büyük yıldızlarından biri Sacha Boey olacak.
Galatasaray, eski oyuncusunu geri döndürmek için her yolu denerken Fenerbahçe de Mourinho’nun isteği doğrultusunda Fransız oyuncuyla temasa geçecek. Haliyle fiyat arttıkça artacak ve kazanan Boey’in menajeri ile Bayern Münih olacak.
Gündeme düştükten sonra transfer haberini herkes verir. İşte sana Futbolun Dünü bülteninden dev hizmet. Yazın haberini kıştan alıyorsun, ben daha ne yapayım?
Bunu nereden çıkarıyorsun dersen elbette bir kaynağım var. Müjdemi isterim, Sky Sports, Bayer Münih’in yaz transfer döneminde Sacha Boey için gelecek uygun teklifleri değerlendirmeye alacağını duyurdu bile.
Carlo Ancelotti: “İki Tür Oyuncu Vardır”
Real Madrid Teknik Direktörü Carlo Ancelotti, Şampiyonlar Ligi’nde Atletico Madrid maçı öncesinde dün basının karşısına çıktı.
Ancelotti’nin maç hakkında söylediklerinin dışında benim dikkatimi futbolculara bakış açısıyla ilgili açıklamaları çekti.
"Bağlılık ve fedakarlık mı? Kaliteli oyuncular daha çok mücadele ediyor. Açıklamak gerekirse, iki tür oyuncu vardır: koşanlar ve fark yaratanlar. Birisi ikisinin arasında olmak istiyorsa, olamaz. Ya koşarsın ya da fark yaratırsın."
Carlo Ancelotti
Her ne kadar bu sezon kendisiyle aramız biraz limoni olsa da Ancelotti’nin büyüklüğünü kimseyle tartışmıyorum. Takımın bu sezonun bazı anlarındaki tökezlemeleri ve oyuncuların formsuzlukları göz önüne alındığında bu açıklamanın kimlere mesaj olduğunu anlamak zor değil.
Onlar arasında senin de aklına gelen bir isim var biliyorum ama şimdilik biz ismini vermeyelim. Futbol yazıyorum ama ben de kıyamıyorum ne yapayım…
Vinicius Junior: “Kendimi Geliştirmem Lazım”
24 yaşında hem Brezilya milli takımının hem de Real Madrid’in tartışmasız en büyük yıldızısınız ve kendinizi geliştirmeniz gerektiğini söylüyorsunuz? Sevgili Vinicius, bir gün Türkiye’ye yolun düşerse sakın bunları anlatma, adama gülerler…
“Hakemler oyunculara sarı kart vermediğinde sinirleniyorum ve onlara itiraz ediyorum… Sonra bana sarı kart çıkıyor. Kendimi geliştirmem lazım, 24 yaşındayım ve bu tür şeylerde kendimi geliştirmeliyim.”
Vinicius Junior
Dünyayı, çevreni, mesleğini ve en önemlisi kendini nasıl gördüğün… İşte zirvedekilerle diğerleri arasındaki farkı yaratan ana unsur bence bu.
Rodri Geri Dönüyor
Manchester City Teknik Direktörü Pep Guardiola, sanırım hayatı boyunca bu sezon Rodri’nin yolunu gözlediği kadar kimsenin yolunu gözlememiştir.
İngiliz devi, Rodri gittiğinden beri tanınmayacak halde ve FA Cup dışında tüm hedeflerinden uzaklaşmış halde. Bir oyuncu bu kadar mı fark eder diye düşünebilirsin ama görünen o ki söz konusu Guardiola’nın makine düzeni olunca fark ediyor.
"Rodri iyi görünüyor! Elbette aptalca bir karar vermeyeceğiz, henüz dönmeye yakın değil ama topa dokunurken artık kendine güveniyor ve mutlu hissediyor. Bunu beklemiyordum ama Kulüpler Dünya Kupası'ndan önce geri dönebilir, belki de Premier Lig'de bile olabilir.”
Pep Guardiola
Haftanın ikinci gününde umarım senin için her şey yolunda gider sevgili arkadaşım. Biliyorsun bu akşam Şampiyonlar Ligi var. Yani bu da demek oluyor ki çarşamba sabahı için bize futbol konuşmak için bol bol malzeme çıkacak!
Yarın sabah görüşmek dileğiyle, kendine iyi bak!