Solskjaer Röportajı, Griezmann'ın Geleceği, Neymar'ın Bayern İhtimali, Messi'nin Normal Yaşamı #3
Beşiktaş Teknik Direktörü Ole Gunnar Solskjaer, The Athletic'e konuştu. Griezmann, Atletico'dan ayrılıyor mu? Neymar'ın Bayern Münih transferi neden gerçekleşmedi? Messi'nin basit ve normal yaşamı...
Merhabalar arkadaşım,
Futbolun Dünü bülten ilk kez bir hafta sonunda sana ulaşıyor bu sabah. Artık yavaş yavaş alışıyorum geceyi bülten yazarak kapatmaya. Umarım sen de sabahları benimle buluşup iki lafını belini kırmaktan keyif alıyorsundur. Ne olursa olsun ben arkadaşlığımızın ilerlediğini hissediyorum.
Lafı daha fazla uzatmadan seni bülten ile baş başa bırakıyorum.
Bu arada, Ramazan ayının ilk sabahında oruç tutan tüm arkadaşlarımıza Allah kabul etsin diyor ve bütün ibadetlerin kabul olmasını diliyorum.
Ole Gunnar Solskjaer: “Galatasaray ve Fenerbahçe’nin Çok Gerisindeyiz.”
Sevgili arkadaşım, sence de Ole Gunnar Solskjaer insana çok pozitif bir enerji vermiyor mu? Şahsen ben, uzun zamandır Türk futbolunda böyle bir figür hatırlamıyorum.
Ben Hacettepe’de okurken çok değerli bir hocamız vardı: Prof. Mehmet Devrim Aydın. Kendisi o kadar pozitif ve o kadar birikimli bir insandı ki hem çok şey öğretir hem de her dersin sonunda kesinlikle daha iyi hissetmeni sağlardı. Kendisini saygıyla selamlıyorum.
İşte Ole Gunnar Solskjaer de benim için öyle bir profil. Hem iyi hissettiriyor hem de çok şey öğretiyor. Tam da Beşiktaş’ın ihtiyaç duyduğu gibi. Umarım bir mucize olur da uzun yıllar ülkemizde kalır. Bunu öyle alelade bir söz sanma sakın, Türk futbolunda şu cümleyi kurabileceğin kaç kişi var ki?
Her röportajında hayranlığımın biraz daha arttığı Solskjaer, The Athletic’e Beşiktaş’taki ilk haftalarını geniş bir şekilde anlatmış. Biliyorsun medyamıza kıran girdiği için böyle büyük isimler gidip dış basına konuşuyorlar. Burada iğneyi onlara, çuvaldızın en büyüğünü de bizim medyaya batırıp seni Solskjaer’in röportajından öne çıkardıklarımla baş başa bırakıyorum:
“Teknik direktörlük yapmayalı üç yıl oldu. O zamanı boşa harcamadım. Okudum, UEFA için çalıştım, taktiksel trendleri inceledim, maçlara gittim, oğlumun U16 takımına hocalık yaptım ve ailemle vakit geçirmekten çok keyif aldım. Manchester United taraftarlarıyla geceler geçirdim ve kurduğumuz bağı çok sevdim.”
"Peki neden Beşiktaş? Beşiktaş; muhteşem bir şehirde, harika bir geçmişi olan büyük bir kulüp. Onlarla daha önce biri altı ay biri ise bir yıl önce olmak üzere iki kez görüştüm. Başkan Serdal Adalı’yla yaptığımız görüşmede Beşiktaş'ı değerleriyle ve saygıyla geri döndürme konusundan bahsetme şekli farklıydı. Asla pes etmemek, her zaman savaşmak gibi insani değerlerden bahsetti... Üstelik hızlı, hücum futbolu istiyorlardı."
"Beşiktaş’a geldiğimde, durum düşündüğümden daha kötüydü. Biraz Manchester United'a geldiğim zamanki gibi diyebiliriz. Oyuncular moralsizlerdi ve büyük olasılıkla ‘İşte yine başlıyoruz, başka bir hoca daha…’ diye düşünüyorlardı. Ancak üç gün sonra Bilbao'yu yendik ve bu bir fark yarattı."
"Ben Manchester United'dan ayrıldığımdan beri Beşiktaş, 10 teknik direktör değiştirdi. Oyuncuların sevdikleri bir şeyin parçası olduklarını hissetmelerini sağlamam ve onlara en iyi performanslarını sergileme fırsatı vermem gerekiyordu.”
“İyi başladık ama önümüzdeki ezeli rakiplerimizin (Galatasaray ve Fenerbahçe) çok gerisindeyiz. Onlar hakkında fazla düşünmek istemiyorum. İşleri kendi yöntemlerimizle, farklı bir yolla yapmamız gerekiyor. Benim yolum, başkanın yolu. Transfer döneminde panik yapmadık. Uzun vadeli düşünmemiz, doğru oyuncuları doğru değer ve paraya almamız gerekiyor. Harcayacak ve israf edecek çılgın paramız yok."
Beşiktaş’tan Hasan Arat Hamlesi
Sanıyorum hiçbir Beşiktaşlı uzun süre Hasan Arat ile kulübün ismini yan yana görmek bile istemiyordur. Hayatın bana son yıllarda öğrettiği bir şey var sevgili arkadaşım; eğer birisi çok büyük laflar edip “vizyon” kelimesini sık kullanıyorsa o kişiyle mesafeni iyi ayarlamak gerekir. Bir düşün bak, bana hak vereceksin.
Tam da böyle bir profil olarak her daim benim hafızamda yer alacak olan Hasan Arat, hatırlayacağın gibi sağlık sorunları sebebiyle başkanlıktan ayrılmıştı. Bugün ortaya çıkan bir gelişmeye göre, siyah beyazlı camiada eski başkanlarına yönelik bir “ihraç” süreci başladı.
"Eski başkan Hasan Arat'ın kulüpten kesin ihracı talebiyle yazılan dilekçeler, yönetim tarafından kurulumuza teslim edildi. İncelemelerin ardından savunmaları isteyeceğiz ve gerekli işlemleri başlatacağız."
Beşiktaş Disiplin Kurulu Başkanı Ahmet Akpınar (HT Spor)
Mourinho’nun Cezasına İndirim
Dün sabah eline ulaşan bültende bir derbi klasiği olarak PFDK kararlarından bahsetmiş ve Jose Mourinho’nun 4, Okan Buruk’un ise 1 maçtan men cezası aldığını sana aktarmıştım.
İşte o cezaya Tahkim Kurulu tarafından indirim geldi. Buna göre Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho’nun cezası 4 maçtan 2 maça indirildi. Bu haberle birlikte memlekette indirim yapabilen bir kurumun kalmış olması umutlarımı yeşertti. Hadi darısı diğer kurumlarımızın başına diyelim de yutkunalım.
Griezmann Atletico Madrid’den Ayrılacak Mı?
Antoine Griezmann konusunda ne düşünüyorsun bilmiyorum ama bana göre o tartışmasız bir LaLiga ve Atletico Madrid efsanesi. Öte yandan ne kadar büyük bir yıldız olduğu konusundaysa hala net değilim.
Sen benden daha iyi bilirsin arkadaşım, bazı futbolcular böyledir. Onları dünya futbolunun en tepesine hiçbir zaman yazamazsın. Ne var ki daha azına da gönlün razı olmaz. Griezmann için durum benim için tam da böyle.
Bu sezonun ortalarından beri Fransız yıldız için ayrılık iddiaları zaman zaman gündeme geliyor. Artık 33 yaşında olan “Le Petit Prince” için MLS yolculuğunun başlayacağı güçlü bir şekilde dillendirilse de Atletico Madrid’in onu bırakmaya pek de niyetli olmadığı anlaşılıyor.
"Griezmann takımdan ayrılacak mı? Bilmiyorum. O, Atletico'nun simgesi. Şu an ne düşündüğünü bilmiyorum ama ayrılmak istediği konusunda emin değilim. Onunla bu konu hakkında konuşmadım."
Atletico Madrid Başkanı Enrique Cerezo
Kimmich ile Bayern Arasına Arsenal Girdi
Bayern Münih, bir süredir yeni sözleşme imzalamak istediği tecrübeli yıldızı Joshua Kimmich ile yaptığı görüşmelerde dün itibarıyla masadan kalktı.
Herkes bunun sebebini merak ederken perde arkasında yaşananları Sky Sports aydınlattı. Buna göre Joshua Kimmich’in, Bayern Münih ile görüşürken Arsenal ile de temas kurduğu öne sürüldü. Arsenal’ın teklifiyle aklı çelinen 30 yaşındaki Alman, 2015’ten beri formasını giydiği Bayern Münih ile sözleşme imzalamakta tereddüt etti.
Ve Bayern Münih, bu noktadan bir kez daha ne kadar farklı yönetildiğini kanıtlayarak sözleşme görüşmelerinden çekildi.
Futbol dünyasının devleriyle hiçbir zaman ters düşmemek gerekiyor sevgili arkadaşım. Hele karşındaki Bayern Münih ise…
Neymar: “Neredeyse Bayern Münih’e Gidecektim”
Şimdilerde Santos ile formunu tekrar yakalamaya çalışan Neymar, dünün en çarpıcı açıklamalarından bazılarının sahibiydi.
Brezilyalı yıldız, Pep Guardiola etkisiyle geçmişte Bayern Münih’in kapısından döndüğünü açıkladı!
"Pep Guardiola yüzünden neredeyse Bayern Münih'e gidecektim. Pep bana, ‘Hangi kulübe gidersem gideyim seni transfer edip yanıma almak istiyorum. Seni dünyanın en iyi oyuncusu yapacağım. Eğer 60 gol atmazsan adımı değiştiririm!’ dedi. Bana, Bayern Münih ile sözleşme imzalayacağını o zaman söylemişti. Ancak ben sonunda Barcelona’ya transfer olmaya karar verdim.”
Neymar
Ben açıkçası hem futbolseverler için hem de Neymar için bu kararın çok hayırlı olduğu kanaatindeyim sevgili arkadaşım. Bayern Münih’in kulüp disipline az önce değinmişken Neymar’ı bu yapının içinde inan hiç düşünemiyorum.
Bu arada Neymar, sözlerinin devamında geçmişte Real Madrid’in kendisine sunduğu açık çeki reddettiğini vurgulamayı da ihmal etmedi:
“Real Madrid'in teklifi açık bir çekti. Bana ne istersem onu alabileceğimi söylediler. Ancak tüm kalbimle Barça'yı istiyordum. Real Madrid’de 3 kat daha fazla kazanabilirdim ama ben Messi ile birlikte oynamayı arzuladım.”
Neymar
Hazır Neymar’ın Barcelona’ya geri dönme ihtimali üzerine haberler yoğunlaşmışken ne kadar manidar açıklamalar… Sence de öyle değil mi?
Messi’nin Basit ve Normal Hayatı
Birçoklarına göre dünya futbolunun gelmiş geçmiş en büyük oyuncusu ne ister? Tabii ki basit ve normal bir hayat.
Bu sahiden de bir ironi değil. Zaman zaman çok büyük insanların hayatta neyi arzulayabilecekleri üzerine düşünürüm. Geçtiğimiz günlerde Aynalar podcastini birlikte yaptığımız sevgili Utku Turhan, bana Bernard Shaw’ın bir sözünü anımsatmıştı:
Hayatta iki büyük trajedi vardır. Biri, kalbin arzularını elde edememek diğeri ise elde etmektir.
Lionel Messi kalibresindeki ikonlar için de durumun bu olduğunu düşünüyorum. Bir hayal etsene, yaptığın işte öyle bir noktaya gelmişsin ki bir nevi ölümsüzlüğü bulmuş gibisin. 100 yıl sonra bile insanlar senin adını hatırlayıp yaptıklarını (büyük ihtimalle nostalji etkisiyle) daha da abartarak anlatacaklar.
Haliyle böyle bir durumda insan bence olsa olsa basit ve normal bir hayata özlem duyabilir. Her gün Messi olarak uyanmak kolay olmasa gerek.
"Ben her zaman kendimim. Eve döndüğümde hayatımı bir baba gibi yaşıyorum ve zamanımı ailemle, çocuklarımla geçiriyorum. Hayatım çok basit ve normal. Bence bu her zaman yaşamanın en iyi yolu."
Lionel Messi (Apple Music)
İlk hafta sonu bültenimle seninle birlikte olduk bile. Sence nasıl gidiyoruz? Ben çok keyif alıyorum biliyor musun böyle her günün sonunda seninle sohbet edip biraz futboldan biraz da satır aralarında başka şeylerden konuşmaktan. Umarım sen de benim kadar keyif alıyorsundur.
Hafta sonu için mutlu bir başlangıç yap istiyorum, o yüzden senin için bu sabah Mor ve Ötesi’ni seçiyorum. Cumartesi gününün tadını çıkar!